23 Mart 2008 Pazar

Arkadasligi Beslemek : Dogallikla...




"Delicate Threads, Friendships between Children with and without Special Needs in Inclusive Setttings”, Debbie Staub, Ph.D., Woodbine House, 1998, adlı kitabın 5. bölümünden özetleyerek çeviren: Gün Osborn

Çevirenin notu: Kaynaştırma sınıflarında okuyan çocuklarımızın öğretmenleriyle ve sınıf arkadaşlarının aileleriyle paylaşabileceğimiz bir yazı bu. İlk bölümde öğretmenlere sınıfta uygulayabilecekleri stratejiler öneriyor ve bazı dikkat edilmesi gereken noktaların altını çiziyor. İkinci bölümde ise kaynaştırma eğitiminin sıradan çocuğa da çok önemli katkılar sağladığına dikkat çekilerek, hem sıradan çocuğun ve ailesinin, hem de engelli çocuğun bu iletişimden neler kazandıkları örnekleniyor.


*******************************

Arkadaşlığı Beslemek : Doğallıkla...

Herkesin ait olduğunu ve kabul edildiğini hissettiği bir ortamı destekleyen bir sınıf yaratmak, çocuklar arasındaki arkadaşlığın gelişmesinde ilk adımdır. Ancak bu yeterli değildir. Öğretmenlerin bir diğer görevi ise ortam hakkında bilinçle düşünerek ve yakınlaşmanın doğası üzerine çalışarak arkadaşlıkların gelişebileceği ortamı yaratmak ve beslemektir. Van der Kliff ve Kunc bu prosese yardımcı olabilecek altı fikir önermektedirler.

1-Kişisel Sınırlara Saygılı Olun: Sıradan çocuğa gösterdiğiniz saygıyı, engelli çocuğa da gösterin. Bu bedensel sınırlar için de geçerlidir! Buna diğer çocukların da uymasını sağlayın. Engelli çocuğun bir maskot, büyük bir bebek gibi görülmesine ve sürekli ellenip öpülmesine izin vermeyin. Kendinize şu soruyu sorun: “Çocuklar arasındaki temaslar herhangi bir şekilde engelli çocuğun saygınlığından ödün vermesini gerektiriyor mu?"

2-Model Davranışlar Oluşturun: Eğer sınıftaki yetişkinler tüm çocuklara aynı saygı ve özenle yaklaşırlarsa, öğrenciler de bu tip ipuçlarını kullanacaklardır. Unutmayın, hareketler sözlerden fazla bağırır.

3-Karşılıklılık ve Katkıyı Destekleyin: Bir kişinin engeli onun en önemli yapı taşı olarak görüldüğünde onun insani ve ona özel yanları kaybolacaktır. Eğer tek gördüğümüz ihtiyaçları ve eksiklikleri ise o kişinin sadece ne yapamayacağını görürüz. Tüm bireylerin yaptığı katkıları fark etmeliyiz. Bu kurallar çocuklar için de aynen geçerlidir. Çocukların , engelli arkadaşlarının katkısını fark etmelerini sağlayın. Arkadaşlığın en önemli öğelerinden biri karşılıklılıktır. Odak noktasını engelden uzaklaştırarak, her çocuğun arkadaşlığa getirdiği o çok özel ve kişisel katkıyı ön plana çıkartın. Çocuklardan birinin sürekli yardım eden pozisyonunda olması, o ilişkiyi arkadaşlık yerine yardımcılık ilişkisine dönüştürür.

4-Saygı ve Yardımı Kaynaştırın: Entegre sınıflarda öğretmenlerin karşılaştığı önemli konulardan biri engelli çocuk için her şeyi diğer çocukların yapmalarıdır. Ancak öğretmenler geri çekilip kendi davranışlarını gözlediklerinde, bazen engelli çocuk için kendi beklentilerinin de çok yüksek olmadığını görürler. Sıradan çocukların ve tabii ki kendinizin engelli çocuk üzerindeki beklentilerini yükseltin. Bu saygı düzeyini de yükseltecektir.Ayrıca yardım kullanılacağı zaman, bu daima doğal ve ortamın gerekli kıldığı bir yardım olmalıdır. Yani daima sadece gerçekten gerekli olduğu için teklif edilmelidir; gerekli olduğu düşünüldüğü için değil. Dikkat edin, teklif edilmelidir dedik. Engelli çocuğun bu yardımı istememe hakkı vardır ve buna yönelik sözle ve hareketle verdiği mesajları dikkate almak zorundayız. Sınıfta genel olarak herkesin yardım etmeye kalkmadan önce birbirine danışmaları gerektiğini kural olarak yerleştirirseniz, engelli çocuğa yardımın saygı ile yapılması işini de kolaylaştıracaktır.

5-Anlayış ve Sosyal Adaletin Altını Çizin: Çoğu çocuklar neyin adil olup neyin adil olmadığı konusunda çok dikkatlidirler. Dolayısıyla engelli çocukların bir acıma objesi olmalarını çok aktif bir biçimde engellemeliyiz. Çünkü eşit ilişkiler sempati-acıma duyguları üzerine kurulamaz. Tersine, ilişkilerin , karşılıklı hislerin paylaşılması anlamına gelen, “ne demek istediğini biliyorum” dedirten ortak deneyimler üzerine kurulması gereklidir.6-Arkadaşlığı Aşırı Önemli Hale Getirmeyin: Arkadaşlığın kendi doğal gelişimini izlemesine izin verin. Eğer sıradan çocuğa engelli çocuk ile arkadaşlık ettiği için fazla övgü verilirse, çocuğa “zavallı engellilere yardım etmeliyiz” fikrini besleme riskiniz de artar.
ARKADAŞLIK VE KARŞILIKLILIK

Arkadaşlık tanımının en önemli yapı taşı karşılıklılıktır. Sadece, eğer duyulan yakınlık ve saygı karşılıklı ise orada arkadaşlık vardır. Karşılıklılığın olması için ise arkadaşlığın her iki tarafa da bir şeyler vermesi gereklidir.
BİRİNCİL ETKİLER

Engelli ve sıradan çocuklar arasındaki arkadaşlıklar üzerine yapılan araştırmaların gösterdiği en önemli noktalardan biri ise bu arkadaşlığın her iki çocuk için de faydalı olduğudur. Daha önce arkadaşlığın sadece engelli çocuğa olan katkısı üzerinde durulurken artık her iki çocuk için de olan katkılarını biliyoruz. Bunları sıralarsak;

Arkadaşlığın sıradan çocuk için katkıları

• -İnsani farklılıkları ve engelli çocukların davranışları altında yatan duyguları daha iyi anlamaları (Sosyal bilinçlenme). Çocuklar bu hislerini “Onun da duyguları var ve benim ihtiyaç duyduğum şeylerin aynısına ihtiyaç duyuyor. Yani aslında benden çok da farklı değil.” “Burada olmaya herkesin hakkı var.” “O farklı bir geçmişe sahip ve bu güzel, çünkü ben ondan öğrendim- o da benden.” cümleleriyle açıklıyorlar.

• -Kendi kişiliklerini daha iyi anlamaları ve değerlendirmeleri (benlik). “Kendimi tanıdım” “Kim olduğumu daha iyi anladım”.

• -Farklılıklardan duyulan korkunun yok olması. “Değişik insanlarla birlikte olunca farklı olandan korkmamayı öğreniyorsun.”

• -Diğer insanlara karşı tolerans gösterme. “Sabırlı olmayı öğrendim ve bundan en çok ailem faydalandı!” “Diğerlerine karşı daha sıcak davranmaya başladım.”

• -Kişisel prensiplerin geliştirilmesi. Çocukların ahlaki prensiplerinin gelişmesine olumlu katkıları gözlenmiştir.

• -Rahatlama ve arkadaşlık kurabilme. Sıradan çocuğun arkadaşlıkta istenmesinin ve kendisi olduğu için sevilmesinin getirdiği rahatlama.

• -Bir başka insanı desteklemenin getirdiği pozitif deneyim ve bunun kişinin kendisine verdiği değeri artırması.

• -İleriki hayatlarında karşılaşabilecekleri benzeri sorunlara karşı bilgi sahibi olmaları.
Arkadaşlığın engelli çocuk için katkıları

• Sosyalleşmede artış,

• Uyumsuz davranışlarda önemli derecede azalış,
• Daha pozitif bir etkilenme (daha mutlu bir ruh hali),

• Gelişiminde ilerleme; genelleme becerilerinde, iletişim-konuşma becerilerinde, oyun becerilerinde ve sosyal becerilerde ilerleme,

• Ebeveynlerin çocuğun geleceğine ait beklenti ve umutlarında artış,

• Çocuğun ileri yaşamında daha normalize bir hayat ve iş sahibi olabilmesine yönelik şansında artış

olarak sayılabilir.

Yukarıda verilen sonuçların bulunduğu her üç araştırmada da ortak nokta okul ortamının ve öğretmenlerin desteklerinin sıradan ve engelli çocuklar arasındaki etkileşimde oynadığı kritik rol. Çocuklar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini sistematik bir şekilde destekleyen entegre okullardan gelen öğrencilerin, diğer gruplara nazaran (entegre olmayan okullardan gelen çocuklar ile, entegre olan ancak sistematik destek verilmeyen okullardan gelen çocuklar) daha avantajlı oldukları görülmüştür.

Arkadaşlığın her iki çocuğa da ortak katkıları

Yukarıda sayılan katkıların çoğu yardım eden-yardım alan rolleri üzerine oturmaktadır. Ancak arkadaşlıkta asıl olan karşılıklılıktır dedik. O halde iki çocuğun arkadaşlıklarından elde ettikleri karşılıklı katkılar nelerdir?

Sıcak ve değer veren bir ilişki içinde olmak: Arkadaşlığın en önemli fonksiyonlarından biri bizi emniyette, sevilen ve değer verilen hissettirmesidir. Herkesin arkadaşlığa ihtiyacı vardır. Bu kitapta incelenen örneklere bakıldığında bunların ortak noktasının “birlikteliğin verdiği emniyet, rahatlık ve özgüven” olduğunu görürüz.
Sosyal bilinç ve benlik duygusunda gelişme: Sıradan çocuklar engelli arkadaşlarının davranışlarını anlama, ve buna uygun hareket ederek onları yönlendirme konusunda beceri kazanırlar. Böylece arkadaşlarının uygun tavırları öğrenip uygulamasında pay sahibi olurlar. Bir kişinin başarısına katkıda bulunmak ve onun hayatında önemli bir yere sahip olduğunu bilmek de kişisel özgüveni artıran ve kendini iyi hissetmesini sağlayan önemli bir başarıdır. Sosyal bilinç ve benlik duygusundaki gelişme sadece sıradan çocuğa özgü değildir. Arkadaşının kendisinden beklentilerini bilen engelli çocuğun da bu arkadaşlığa verdiği değer nedeniyle hareketlerine dikkat etmesi çok bilinen bir olgudur. Kendinden bekleneni yerine getiren engelli çocuğun sadece sosyalleşme becerisi gelişmekle kalmayacak, aynı zamanda kişisel özgüveni de artacaktır. Arkadaşlarının yanında özgüveni artacak ve kendini iyi hissedecektir.

Kişisel prensiplerin ve aidiyet duygusunun gelişmesi: Engelli arkadaşlarının haklarını koruma ihtiyacı ve bunun söze dökülmesi sıradan çocuğun kişisel ahlaki prensiplerini geliştirmesine yardımcı olacaktır. Bunun engelli çocuk için faydası ise haklarını öğrenmesi ve bunların desteklenmesinin getireceği direkt faydalardır. Okuduğu sınıf ve okulun doğallıkla kabul edilen üyesi haline gelmesi bunlardan biridir. Buradan da aidiyet duygusu doğar ki bu hem de engelli çocuk için hem de tüm sınıf/okul için ileri düzeyli ilişkiler kurabilmenin temelini oluşturacaktır.
İKİNCİL ETKİLER

Bu arkadaşlıklar sadece çocukları değil ailelerini de etkileyip değiştirmiştir. Bu kitabın araştırmaları esnasında pek çok sıradan çocuğun ailesine çocuklarının engelli bir çocuk ile arkadaşlık etmeleri konusunda neler hissettiğini sorduk. Bu aileler kendileri ve çocukları için üç geniş kapsamlı katkı gözlediklerini söylediler.

Öncelikle, aileler çocuklarının değişik özelliklerdeki kişilere yönelik hassasiyet ve farkındalık düzeylerinin arttığını belirttiler. “Kızım, Ray’i bir kişi olarak görmeyi öğrendi. Tüm insanların aynı olmadığını,i- herkesin farklı özellikleri, başarıları ve sorunları olduğunu öğrendi.”

İkinci olarak, aileler çocuklarının kendi hayatlarına ilişkin kişisel prensiplerinde gelişme gözlediklerini söylediler. Buna çocukların daha sabırlı olmaları ve kendi yapabilecekleri ve hayatları üzerindeki kontrollerinde artış da dahil. Bazı aileler, çocuğun bir başkasının hayatını olumlu etkileme gücüne sahip olduğunu görmesinin yarattığı etkilerin eve de taşındığını gözlediler.

Son olarak, en heyecanlandırıcı ve beklenmedik etki ise ailelerin kendi görüşlerinin de etkilendiğinin fark edilmesi oldu. Konuşulan pek çok aile kendi çocukluklarında benzeri bir deneyimi şansına sahip olmadıklarına üzüldüklerini belirttiler. Eğer kendileri de çocukluklarında engelli çocuklarla beraber okula gitmiş olsalardı ve arkadaşlık kurma şansına sahip olsalardı, şu andaki engelli insanlara karşı rahatlıkla yaklaşabilme ve iletişim kurabilme düzeylerinin çok farklı olacağını belirttiler. Karşılıklı olarak, pek engelli çocuğun aileleri de çocuklarının bu arkadaşlıklarından kendilerinin de faydalandığını söylemiştir.
Tüm bu çocuklar, engelli arkadaşlarıyla olduğu gibi kabul etme temeline dayalı bir ilişkiye sahipler, ve işin özünde, onlar, arkadaşlarının “insan”lığını keşfetmiş çocuklar.





Hiç yorum yok: